- Evre : Bütünlüğü Bozulmamış Deride Basmakla Solmayan Kızarıklık: Genellikle kemik çıkıntılar üzerindeki sınırlı bir alanda ortaya çıkan, deri bütünlüğü bozulmamış olan, parmakla basmakla solmayan kızarıklık.
- Evre: Dermis Tabakasının Kısmi Kaybı ve Vezikül: Yüzeysel açık ülser şeklinde görünen, sarı nekrotik doku bulunmayan kırmızımsı pembe renkte yara yatağına sahip kısmi kalınlıkta dermis kaybıdır. Sağlam ya da açık / rüptüre olmuş, serum ya da serö-sanjinöz sıvı ile dolu veziküller şeklinde de görülebilir. Sarı nekrotik doku ya da “derin doku hasarı” (bruising)* bulunmayan parlak veya kuru, yüzeysel doku kayıplı ülser şeklinde görülebilir.
III. Evre: Deri ve Subkütan Doku Tabakalarında Kayıp: Tam kalınlıkta doku kaybı vardır. Yara yatağında deri altı yağ dokusu görülebilir, fakat kemik, tendon ya da kaslar etkilenmemiştir. Sarı nekrotik doku bulunabilir, fakat doku kaybının derinliğini kapatacak şekilde değildir. Yarada cepler ve tüneller bulunabilir. III. Evre basınç ülserinin derinliği anatomik yere göre değişiklik gösterir. Burun kemeri, kulaklar, oksiput ve malleollerde subkütan yağ dokusu bulunmadığından, III. evre ülserler, derin olmayan doku kayıpları şeklindedir. Aksine, belirgin bir yağ dokusu bulunan yerlerde oldukça derin olabilir. Yara yatağında kemik / tendon görülmez ya da doğrudan palpe edilmez.
- Evre: Tam Kalınlıkta Doku Kaybı (Kas/Kemik Görülebilir): Bu evrede, kemik, tendon veya kasların etkilendiği tam kalınlıkta doku kaybı vardır. Sarı nekrotik doku veya eskar bulunabilir. Sıklıkla cepleşme ve tünelleşme vardır. IV. evre basınç ülserinin derinliği anatomik yere göre değişiklik gösterir. Burun kemeri, kulaklar, oksiput ve malleollerde subkütan yağ dokusu bulunmadığından, IV. evre ülserler derin olmayan doku kayıpları şeklinde bulunabilir. IV. evre ülserler, muhtemelen osteomiyelit ya da osteitin oluştuğu, kas ve/veya destek yapılara (örn. fasya, tendon veya eklem kapsülü) kadar yayılabilir. Yara içinde etkilenmiş olan kemik / kas dokusu görülebilir ya da doğrudan palpe edilebilir.
Kronik yaraların tedavisi ancak profesyonel yaklaşımla mümkündür. Öncelikle iyi bir hasta ve cilt bakımı ile yatak yaraları önlenebilir. Pozisyon verilmesi, etkin bakım ürünlerinin kullanılması, bol proteinli yeterli ve dengeli beslenmesi hem yara oluşmaması için, hem de açılmış yaraların hızla kapanması için çok önemlidir. Cilt temizliği ve bakımı özenle yapılmalı, cilt çok kuru olmamalı, ıslak da kalmamalıdır. Yatağa bağımlı hasta günde bir defa cilt bütünlüğü ve yatak yarası oluşma riskine karşı mutlaka gözlemlenmelidir. Kızarıklık başladığı anda (1. Evre) mutlaka önlem alınmalıdır. Hasta ve bakım konforunun korunması ve en ekonomik çözüm önleyici tedbirlerin alınmasıdır.
Açılmış yaralar için öncelikle hekime başvurulması ve uygulanacak tedavi ve tavsiyelere hassasiyetle uyulması gerekir. Erken evrede önlem alınmaması ve tedavinin aksatılması uzun süreli tedavi nedeni ile maddi ve hatta uzuv kayıplarına (Amputasyon) neden olabilmektedir. Bu nedenle riskli gruptaki kişiler için profesyonel destek alınması oldukça önemlidir. Hastanın günlük olarak gözlenmesi ve cilt bütünlüğündeki her değişiklik önemsenmelidir. Aksi takdirde tedavi şansı azalmakta, gereksiz zaman ve para kaybına neden olunmaktadır.
Profesyonel yarabakım ürünlerindeki çeşitlilik, uygulama zorlukları, tedaviye erişim ve maliyet gibi faktörler sebebi ile tedavi öncesinde yaranın doğru analiz edilmesi elzemdir. Doğru ürün ve yöntemin doğru yer ve zamanda kullanılması tedavi sürecini etkiler. Yaranın doğru evrelendirilmesi, eksuda (akıntı), kavite, enfeksiyon, nekrotik doku gibi özelliklerinin doğru tanımlanması doğru tedavi yönteminin seçilmesini sağlar. Hasta yakınının da tedavi sürecinde yer alması; tedavi sürecinin aksatılmadan sürdürülebilmesi önemlidir.
Nekrotik doku temizliği (Debridman):
Nekrotik dokular (nekroz) kronik yaralarda çok sık karşılaşılan ve o bölgedeki dokuların ölümü sonucu oluşan yapılardır. Nekrotik dokuların temizlenmesi tedavinin ilk aşamasını oluşturur. Bu yapıları temizlemek için cerrahi debridman, otolitik veya enzimatik debridman veya biyolojik debridman teknikleri uygulanmaktadır. Biyolojik debridman uygulama zorluğu nedeni ile tercih edilmemekle birlikte cerrahi debridman ise sıklıkla cerrahi müdahale olanağının olmaması veya hasta kaynaklı nedenlerle yapılamamaktadır. Otolitik debridman ise uygulama kolaylığı, kanama riskinin olmaması, anestezi gerektirmemesi ve her ortamda kolaylıkla uygulanabilmesi vb nedenlerden ötürü çok yaygın kullanılan bir yöntemdir. Ticari formları farklılık göstermekle birlikte bromelain veya kollajenaz içerikli çok sayıda otolitik debridman ürünü bulunmaktadır. Ancak nekrotik dokuyu temizlerken sağlıklı çevre dokuların ve yara yara yatağının korunması akabindeki iyileşme süreci için oldukça önemlidir.
Enfeksiyon kontrolü (biyofilm tabaka temizliği):
Kontrol altına alınamayan enfeksiyon, yaraların iyileşmesini engeller ve hızla kötüleşmesine neden olmakla birlikte hastanın genel durumunu da olumsuz etkilemektedir. Akıntı ve kötü koku nedeni ile de genel bakımında ekstra zorluklar yaşanmaktadır. Etkin bir enfeksiyon kontrol işlemi uygulanması iyileşme sürecinin en önemli aşamalarındandır. Çoğunlukla tespiti güç olan bakteri plağı (Biyofilm) iyileşme sürecinin önündeki en önemli engellerden biridir. Çoğunlukla yara içerisinde ve çevresinde dolaşım problemi olması nedeni ile oral yolla alınan antibiyotikler yara içerisindeki enfeksiyonun giderilmesinde yetersiz kalır. O nedenle etkin enfeksiyon kontrolü için yaraya topikal olarak uygulanan ürünler daha etkin çözüm sunar. Bununla birlikte iyileşmeyi engelleyici/geciktirici veya toksik ürünlerin kullanılmaması da tavsiye edilmektedir.
Granülasyon ve epitelizayonun desteklenmesi:
Yara yatağının debridmanı ve enfeksiyonun/biyofilmin giderilmesi sonrasında granülasyonun desteklenmesi gerekir. Bu aşamada kaviteli ve bol eksudalı yaralarda Vakum Yardımlı Kapama (VAC) işlemi yaygın olarak kullanılmaktadır. Oldukça etkin olan bu yöntem sayesinde eksudanın uzaktaştırılması sağlanırken damarlanmanın ve beslenmenin de artması nedeni ile iyileşme sürecini hızlandırmak mümkündür. Ancak sistemin başarısı yara yatağının iyi temizlenmesine, uygulanan malzeme kalitesi ve basınç doğruluğuna bağlıdır. Bununla birlikte kollajen sentezini arttıran, bölgedeki kanlanmanın artmasına olanak sağlayan ürünlerden de yararlanılmalıdır.
Son olarak da epitelizasyonu destekleyici ürünler veya greft (yama) flep gibi cerrahi teknikler ile yaranın tamamen kapatılması mümkündür.